Bakanlık duyurdu: Türkiye’de de görüldü

Bakanlık duyurdu: Türkiye’de de görüldü
Paylaş

Batı Nil virüsü, genellikle hafif semptomlarla seyrederken, bazı durumlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Batı Nil Virüsü belirtileri, enfekte kişilerde farklılık gösterebilir ve genellikle grip benzeri şikayetlerle başlar. Türkiye’de de görüldüğü bildirilen Batı Nil Virüsü’nün belirtileri, bulaşma yolları ve korunma yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.

Batı Nil Virüsü, sivrisinekler aracılığıyla insanlara bulaşan bir enfeksiyondur ve dünya genelinde yaygın bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Sağlık Bakanlığı, Türkiye’de 2010 yılından itibaren görülen Batı Nil Virüsü enfeksiyonunun 2024 yılında 6 kişide tespit edildiği aktarıldı. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz da Batı Nil virüsü enfeksiyonuna bağlı vakaların Marmara bölgesinde, Bursa ve İstanbul’dan bildirilmeye başlandığını bildirdi. Vatandaşlar da “Batı Nil virüsü nedir, belirtileri nelerdir, nasıl bulaşır?” sorularına yanıt aramaya başladı. İşte tüm merak edilenler…

BATI NİL VİRÜSÜ NEDİR?

Batı Nil Ateşi, arbovirüs grubunda yer alan virüslerin neden olduğu ve en sık enfekte sivrisineklerle bulaşan bir hastalıktır.

İlk kez 1937 yılında Uganda’da tanımlanan ve o günden itibaren dünyaya yayılan Batı Nil Virüsü, kuşları ısıran sinekler aracılığıyla insanlara bulaşıyor. Enfekte olan kişilerin yüzde 1’inden daha azında ise ‘ensafalit-menenjit’ tarzında bir klinik tablo da gelişebiliyor.

BATI NİL VİRÜSÜ NASIL BULAŞIR?

İnsanların çoğu Batı Nil Virüsü (BNV) ile enfekte sivrisineğin ısırması ile hastalanırlar. Sivrisinekler virüsü kanıyla beslendikleri kuşlardan alarak insanlara ve diğer hayvanlara bulaştırırlar. Bulaş en çok Haziran- Eylül döneminde gerçekleşir

Çok düşük oranlarda görülmekle birlikte aşağıdaki yollarla da enfeksiyon bulaşabilmektedir:

Gebelik, doğum veya emzirme esnasında anneden bebeğine,
Kan verilmesi,
Organ nakilleri,
Laboratuvarda maruziyet.

“ŞU ANDA MAYMUN ÇİÇEĞİNDEN DAHA ÖNEMLİ”

Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, şunları söyledi: “Aslında şu anda ülkemizde güncel enfeksiyon sorunları içinde daha ciddiye almamız ve korunmak için daha çok çaba harcamamız gereken şey, Batı Nil ateşi. Toplumda, Maymun çiçeğinden daha fazla sıkıntı yaşıyoruz. Bu virüsün önemli bir özelliği, genelde semptomsuz seyretmekle birlikte olguların bir grubunda ateşli bir hastalık, bir grubunda da merkezi sinir sistemi dediğimiz beyni ya da omuriliği etkileyebiliyor. İşte bunlarda biraz ölümcül olabiliyor. Yaptığı pikler açısından çok öngörülebilir bir virüs değil açıkçası. Belli dönemlerde daha çok vaka oluyor. Mesela yıllarca hiç görmüyorsunuz. Ardından birden vaka sayıları artıyor. 2010 yılında Türkiye’de en büyük salgınını yapmıştı. Daha çok Ege bölgesindeydi. 2019’dan beri böyle bir artış görmemiştik. Vaka sayılarında belirgin bir artış var şu anda. Esas olarak Marmara bölgesinde yoğunlaşıyor vakalar. İstanbul dahil olmak üzere Bursa, o bölgeler… Genelde gölü olan, barajı olan, durgun su kaynağı olan ilçelerde daha çok görüyoruz. İstanbul’da Avrupa Yakası ağırlıkta. Bizim, hastanelerde gördüğümüz en ağır ve en nadir görülen formdaki hastalar oluyor. Dolayısıyla en ağır formundan 10 vaka görüyorsanız, en az bin-bin 500 olabilir hafif vakalar da”

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Batı Nil Virüsü’nün kuluçka dönemi genellikle 2-14 gün arasında değişir, en sık olarak 2-6 gün sürer. Ancak bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde bu süre daha uzun olabilir.

Enfekte olan kişilerin büyük bir çoğunluğu (%70-80) hiçbir belirti göstermez.

Bazı hastalarda ise ateşle birlikte ishal, kusma, eklem ve baş ağrıları, vücut ağrıları ya da cilt döküntüleri gibi semptomlar ortaya çıkabilir. Virüsü kapan yaklaşık her 5 kişiden 1’inde bu tür belirtiler görülür. Genellikle, bu hastalar tamamen iyileşse de, yorgunluk ve halsizlik birkaç hafta veya aylarca sürebilir.

Nadir durumlarda ise, virüs ciddi belirtilerle seyreder. Enfekte olan kişilerin %1’inden azında ensefalit (beyin iltihabı) veya menenjit (beyin ve omurilik zarı iltihabı) gibi ağır nörolojik rahatsızlıklar gelişebilir. Bu tür nörolojik belirtiler arasında baş ağrısı, yüksek ateş, ense sertliği, bilinç bulanıklığı, koma, titremeler, nöbetler veya felç yer alır. Bu ciddi hastalıkların iyileşmesi haftalar ya da aylar sürebilir ve bazı nörolojik hasarlar kalıcı olabilir. Batı Nil Virüsü nedeniyle nörolojik komplikasyonlar yaşayan hastaların %10’u hayatını kaybeder.

Kanser, diyabet, yüksek tansiyon ve böbrek hastalıkları gibi sağlık sorunları olan kişiler, virüse bağlı ciddi hastalık riski açısından daha fazla tehdit altındadır.

BATI NİL VİRÜSÜNDEN NASIL KORUNULUR?

Bu hastalığa karşı en etkili korunma yöntemi, sivrisinek ısırıklarını önlemektir.

Açık havada bulunduğunuzda böcek kovucular kullanın. DEET, picaridin, IR3535 ve bazı limon okaliptüs yağı veya para-menthane-diol içeren ürünler uzun süreli koruma sağlar.

Sivrisineklerin en aktif olduğu akşam saatlerinde uzun kollu giysiler ve pantolon giymeye özen gösterin.

Kapı ve pencerelerinize sineklik takın veya mevcut sineklikleri onarın; mümkünse klima kullanın.

Sivrisineklerin üreme alanlarını azaltmak için çevrenizdeki durgun su birikintilerini, çiçek saksılarında, oluklarda, kovalar ve havuz örtülerinde biriken suyu boşaltın ve evcil hayvanlarınızın su kaplarını düzenli olarak temizleyin.