Ekonomide illüzyon bitti

Ekonomide illüzyon bitti
Paylaş

İktisatçı Prof. Dr. Arzova, barınma, beslenme ve güvenlik gibi temel ihtiyaçların dahi karşılanamadığını, Türkiye ekonomisinde ‘illüzyon’un sona erdiğini söyledi.

Vatandaşların temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale düştüğünü dile getiren iktisatçı Prof. Dr. Burak Arzova, “Aniden fakirleştik. Koca koca şirketlerimiz değersizleşti. Vaat edilenlerin hiçbiri olmadı. Şimdi tüm bu olmayanlar, bize olmuş gibi satılıyor. İşte İllüzyon bu” dedi. İnsanların  temel ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelmeleri ile daha ‘üst ihtiyaçlar’ için harekete geçtiğini ileri süren ABD li

psikolog Abraham Maslow’un teorisine atıfta bulunan Arzova, “Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde en alt basamağa düştük. Barınma, beslenme ve güvenlik ihtiyaçlarının olduğu bu basamaktan bir türlü yukarı çıkamıyoruz” diye konuştu.  Arzova, “Türkiye Modeli olarak adlandırılan bu garip yapıya geçilirken mevcutta olan tüm olumsuzluklar inkar edildi ve muhteşem bir gelecek vaat edildi. Sonuçta, ancak savaş durumunda görülebilecek bir hızla artan çok yüksek bir enflasyonla karşılaştık” dedi.  Arzova, Türkiye’de uygulanan politikaları, son kitabına adını verdiği “İllüzyon Ekonomisi” adıyla tanımlıyor…

■ Bize anlatılanlarla yaşadıklarımız arasındaki farklar çok büyük. Buna rağmen bu ‘illüzyon’ nasıl sürdürülebiliyor?

Aslında illüzyon sürmüyor. Bir yıl öncesine göre bulunduğu gelir seviyesinin altına düşmüş, oturduğu ev kirada ise bir daha mevcut geliri ile aynı mahallede oturamayacak insanları nasıl ikna edebilirsiniz? Sektörler arasındaki maaş uçurumları inanılmaz büyüdü. Profesör maaşları Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırında. 5-6 yıl önce araba alabildiğiniz fiyatlara arabanızı kasko ettirebilir hale gelmişseniz hangi illüzyon buna engelleyebilir?

Çalışanın payı azaldı, sermaye kesimi büyüdü

■ Güvenli barınmanın önemi çok acı deneyimlerle gündemimizde ilk sırada. Konut piyasası için genel yorumunuz nedir?

Burada da bir illüzyon yaratıldı. Deprem sonrasında ihtiyaç duyulan kalıcı konutlar sanki bir yılda yapılacakmış gibi söylemlere rastlıyoruz. En iyi ihtimalle 15-20 yıllık bir süreden bahsediyoruz. Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde en alt basamağa düştük. Barınma, beslenme ve güvenlik ihtiyaçlarının olduğu bu basamaktan bir türlü yukarı çıkamıyoruz. Ülke büyüyor ama kimse büyümeyi hissedemiyor. Çünkü ülke büyümesi çalışanların aleyhine oldu. Ücretli çalışanların büyüme içerisindeki payı azaldı. Sermaye kesimi büyüdü.

Bırakın faizlerin düşmesini kredi bulunamıyor

■ Bu illüzyonun içinde resmi veriler de sorgulanıyor…

Rakamlar ve yaşadıklarımız bize gerçekleri gösteriyor. Örneğin cari açık azalacak denilmişti ama cari açıkta tarihi rekorları ay be ay kırıyoruz. TÜİK eskiden her bir maddenin o zaman yaklaşık 409 kalem vardı, her birinin aylık fiyat artışlarını açıklardı. O kalemler artık gözükmüyor. Bir uyumlaştırma gerekçesi ile kaldırıldı. Şeffaf olmaktan çıktı. Şimdi bize tek bir rakam veriliyor ve bunun böyle olduğu söyleniyor. Biz halk olarak bu fiyatları çarşıda, pazarda ya da gittiğimiz herhangi bir yerde göremiyoruz. Kredi faizlerinin düşeceğinin söylenmesine karşılık bırakın faizlerin düşmesini krediler bulunamaz oldu.

Bu ‘model’ çalışmadı, kabul edilmeli

■ Ekonomi yönetimi deprem sonrası aldığı bir dizi önlemle döviz talebini sınırlandırmaya odaklandı. Bu anlamda nasıl bir durumla karşı karşıyayız?

En başından beri tek korku doların yükselişi. Para dolara gitmesin de nereye giderse gitsin diye düşünülüyor sanırım. Çünkü dolardaki yükselişin herkesin genlerine işlemiş bir ekonomik başarısızlık göstergesi olduğu iyi biliniyor. Kurdaki yeniden yükselişin yeni bir enflasyon dalgasına sebep olacağı biliniyor. Ortada bir para politikası da olmadığından, kur yükselmesin diye mikro önlemlerle günü kurtarmaya çalışıyoruz. Türkiye Ekonomi Modeli çalışmadı. Bunun kabul edilmesi gerekiyor. Ancak seçime kadar bu ekonomik yapıyla devam edileceği çok açık.

kaynak Sözcü/MehtapÖzcanErtürk

Comments

No comments yet. Why don’t you start the discussion?

Bir yanıt yazın