ESKİCİ’NİN MEKTUBU

Paylaş

Karıncalar, kuşlar, arılar ya da daha birçok hayvan gibi yiyecek saklama ve korunma iç güdüsü biz insanoğlunda da var. İlk olarak aile büyüklerimde gördüğüm yıllar yılı herksin sofrasına misafir olmuş su ibiği bizim evde dekordu, plaklar, daktilo, pipo, pullar. İçimizde kesinlikle bir koleksiyonculuk var belli.

Koleksiyonculukta insana heyecan veren kısmı ise bu kesin bir gün değerlenir düşüncesi, gitiğim gezdiğim tüm şehirerde böylelerine rastladım. Bu işi maddi amaç güderek yapan o kadar çok insan var ki. Daha kışkırtıcı oluyor herhalde.
Peki ya mektup yazma ? Gittiğin yerden kart atma? Bunlarında koleksiyonunu yapıp sahip çıkabilseydik keşke. Ben olabildiğince mektupçuyum. Sevgimi, üzüntümü uzun uzun yazıp eline tutuştururum sevdiklerimin. Sonra o mektuplar evlerinde bir yer alacak, kiminin kitabının arasında eskiyecek meşveret gecelerde yazdığım duygu yüklü kelimelerim. Kimilerinin kütüphanesinde öylece kalır belki. Onlar orada kaldıkça ben nefes alacağım, bir parçam hep yaşamış olacak. Aslında insanı ölümsüz kılan buymuş, kelimeleri, duygularıymış. Her biri uçan bir halı, uçuş uçuş birer çarpıntı.
Anlayacağın sevgilim, pullar gibisin kalbimde. Nadide, zor arayıp bulduğum. Eski ama çokta yeni. Kıpır kıpır yapan kalbi. Yazmak, çizmek, not almak…
Şimdi sana ‘’Açık Aşk Mektubu’’ atacağım buradan.
Bu nasıl bir şey biliyor musun ? Aradığım en eski en nadide parçayı bulmak gibi. Hayatında her şeyin tam olduğunu sanan küstah bir kadının aşkla tanışması bu. Bir anda bir adamın kalbime yalın ayak düşüp tüm boşlukları doldurması. Öyle kuru bir aşk değil bu. Ölüyorum, bitiyorum edebiyatı yaptıran gelip geçici duygulardan hiç değil. Gerçek bu. Hesap sormayalım, korkmayalım, kördüğüm gibi bağlanmayalım, bir elmanın iki yarısı olmayalım seninle. Biz yan yana olalım.

Bu ne biliyor musun ? Rüyasında sevdiği adamla mutlu olduğunu görüp, uyandığında bunun gerçek olduğunu anlaması, Tanrıya minnet demetleri yollaması. Öyle, onu kendime nasıl aşık ederim sohbetlerinde geçen aşk değil bu. Taktiklerle, oyunlarla gidilecek aşk hiç değil. Biz sadece biz olmanın şifresini çözerek tutunduk. Yalın, sade, aşık. Birbirimizi sadece biz olduğumuz için sevdiğimiz, en çok kusurlarla kabul ettiğimiz bir aşk bu. Sen olduğun için, doğru olduğun için, insan olduğun için….

Bu ne biliyor musun ? Aşkın ne olduğunu unutmuş bir kadının haline şaşkınlığı.
Bu ne biliyor musun ? Bu çok seven, çok masum seven, doğrudan seven bir kadının çok açık mektubu.
Bugün kuşlara, geceye, gündüze, geceye ismini armağan ediyorum sevgilim. Kalbimin en gerçek, en eski yanı… Hasretle selam ederim.

İREM SARIKAYA