Sarı sıcak bir yaz günüdür. Etraf sineklerin rahatsız ediciliğinden bezgin. A’ nın alnına bir sinek konar. B bunu farkedince duvarda asılı tüfeği alır, A’ nın alnına doğru nişanlar, tetiğe basar. Sinek de, A da tam isabet vurulmuşlardır. B bir A’ ya, bir sineğe bakıp o meşhur cümlesini söyler: Bir sizden gitti, bir bizden.
Yukarıdaki fıkra çoğunuza tanıdık gelmiş olmalı. Aslında fıkrada herkes farklı bir yörenin insanına atıf yapıyor. Ben A ve B harflerini kullanarak aktardım. Çünkü hiçbir türlü ayrıştırıcılık, ayrımcılığın hiçbir türlüsü dikkate aldığım yaklaşımlar değil.
Ne diyordum? Ha evet fıkra. Fıkramızda bir sineğin yok edilmesi için girişilen yöntem, bu yöntemin doğurduğu sonuç, akıl ile izah edip davranış göstermenin lüzumu anlatılıyor. Bir sıkıntının bertarafı için yeterli oranda gayret göstermenin, aksi halde yaşanabileceklerin altını çiziyor bu kısacık fıkra.
Sahiden de öyle değil midir? Yıllarımızı birlikte geçirdiğimiz, pek çok anı bölüştüğümüz insanlarla kurduğumuz iletişimi tazelemek için uğraşmaz, bazan hepten ortadan kaldırırız. Bazan bu tazeleme ve güçlendirme işini abartır, aşırılıklara kaçarız. Bazan durumu görmezden gelir, hiç umursamayız.
Bütün bu yaklaşım tarzları, kısacık nefeslenmeler getirebilir. Ancak bu nefeslenmeler yeterli oksijen kaynağı oluşturamaz. Nedenleri birlikte belirlemek, baktığımız açının tek ve en doğrusu olduğunu düşünmekten imtina etmek, gerçek bir iletişim kurmak bize fayda sağlayacaktır. Aksi tüm haller, fıkradaki olayın benzerlerine sebebiyet verecektir.
Bazı yazılarımda konudan konuya hızlı geçişler yapmaktayım. Bu rahatsız edici olmaz umarım. Dikkatli ve özenli olmaya çalışacağım ya, huylu da vazgeçemiyor huyundan öyle hemen. Yani yukarıdaki fıkra ile başlattığım anlatıyı tamamladım. Kısaca aktardım içimi, içimden geçeni, düşündüklerimi. Ukalalık edip ahkam keserek yapmaktan uzak durmaya çalıştım üstelik, umarım becerebilmişimdir.
Efendim gelelim bir diğer konuya: malumunuz, her kafadan bir sesin çıktığı en grift alanlardan biri de, sağlık. Ne yemeliyiz, ne içmeliyiz, ne zaman güneşlenmeliyiz… gibi soruların uzmanlarca yanıtlandığı sağlık içerikli programlar da, pek çoklarımızın ilgiyle takip ettikleri arasında. Oysa ne yemeliyiz, ne içmeliyiz, ne giymeliyiz, ne zaman güneşlenmeliyiz sorularının genel geçer yanıtlarından çok, bize özgü olan yanıtlara ulaşmalıyız. Bunu da en sağlıklısı, bir hekime danışarak yapmalıyız. Ne uzun yazı oldu ama? Umarım sıkılmadı sonuna dek okuyanlar. Yeni bir cümle silsilesi daha geçti aklımdan, fakat hadi şimdilik bende kalsınlar. Esenlikler dilerim efendim…
FIRAT AVCI