Nasıl yazılsan

Paylaş

Hikayesini bir türlü tamamlayamamış bir yazar, çizgilerini eksiksizleştirememiş bir ressam, icadına güvenemeyen bir mucit, yeni keşfine kendisi bile inanamayan bir kaşif de böyle hissediyor olmalı. Çünkü birazdan yazacaklarım için, harfler küçücük ve yetersiz.

Merhaba doğa diye başlamalı. Hayvanat, nebatat, insan merhaba. Merhaba kaldırımları süpüren belediye işçisi. Fabrikasını genişletmek isteyen iş insanı merhaba. Merhaba okuldan dönen çocuk. Taze ekmeğin kokusunda eriyen kahvaltı merhaba. Çay ve tütün balyaları, gürültülü asfaltlar şoseler tren rayları size de merhaba. Merhaba tüfek çatan asker. Bandodaki mızıkacılar merhaba. Tarlalar bağlar bahçeler toprak gökyüzü merhaba. Merhaba “Türkiye’ ye hoşgeldiniz” tabelaları. Umut sana merhaba. Ayrılıklar aşklar başlangıçlar merhaba. Camiler kiliseler havralar size de merhaba. İçtiğim suya, doğan güneşe, ulusumun nazlı nazlı dalgalanan bayrağına merhaba. Merhaba o kutlu güne. Cumhuriyete merhaba.

Şimdi anlatabildim sanırım meramımı. Kimsesizlerin kimsesi ya Cumhuriyet, gazetelerde yazılar, yazılarda kelimeler var ya, yoksulu varsılı iyisi kötüsü ve hatta adi bir suçu işleyip demir parmaklıkların ardında cezasını çekenler dahil hepimizin Cumhuriyeti bu. Çünkü Cumhuriyet sayesinde adi suçlular bile önce yargılanmakta. Kızlar oğlanlar Cumhuriyet var diye kol kola okula gidebilmekte. Kurtuluş savaşımızı, ardı sıra kurulan Cumhuriyeti ve hepsinin mimarı Ulu Önder Atatürk’ ü azımsayanlar da hiç hak etmeseler de sahipler Cumhuriyete. Ülkemin taşı toprağı nesi var nesi yoksa ait bu Cumhuriyete, sahip bu Cumhuriyete. Şimdi Cumhuriyetimizin ilan edilişinin 96. Yıl dönümünde nasıl yazılsan anlamını bulmanı sağlayabilirim ki kimsem? Kimse isem eğer, hiç kimse değilsem yani, varlığına, seni canları pahasına var edenlere nasıl şükranlarımı sunsam?

Yaşasın ilelebet Türkiye Cumhuriyeti…

FIRAT AVCI