Zaman Bir Şekilde Akıyor Osman
Çok uzun zamandır sana bunları yazmak için vakit kolluyordum Osman. Bu yazdıklarımı aşka meşke yormanı hiç istemiyorum baştan uyarayım. Kaybettiğimiz ya da yollarımızın birden ayrıldığı insanların bir gün hala döneceğine inanırız. Aniden hayatıma girip hiç ummadık zamanda çıkan… Seni tam olarak böyle tanımlayabilirim Osman. Seni beklemiyor ya da aramıyordum, bir insanın arayışında hiç olmadım. öylece geldin, merakımla ve merakınla yalnızca bizim aramızda olan bir dili oluşturdun. beni merak ettin, seni merak ettim; ani gelen her şeyin en güzeliydin… İşte hayat sevmeyi öğrettiği gibi güzel olan şeylerden vazgeçmeyi de öğretiyor. Bizler içimizden yolcu etmesekte onlar bizim gidenlerimiz oluyor Osman. Sen de öylesin benim için. Bu yazıları renkli kağıtlarımla yazıp, el yazımla taçlandırıp, mektup zarfına koyup vermek isterdim yine ama sen gittin maalesef Osman… Başından beri kaybolacağımı bildiğim kısa bir masaldı bu. Hani bir şarkı olur adını çok iyi bildiğin, hatta sürekli dinlersin, yani sana söylenmediğini bilirsin ama hep seninmiş gibi duran şarkıdan bahsediyorum. İşte o sensin Osman. Sen kurak çöllerini içinde taşıyormuşsun, bu yüzden benim sularım sana yetmedi. Ama sevgim çoktu. Hayır hayır! Çoktan bile çoktu Osman…Şairlerin sözlerine aldırmadan, kötü biten filmlere inat, öğütlere yüz çevirerek… Yani kendi imkanlarımla sevdim seni Osman. Hayat her şeye rağmen devam ediyor ve biz bambaşka yaşlanıyoruz Osman.
Ayrı geçen her gün için bir çizik atıyorum. Özlemekte hayatın içinde ve çaresi yok her gece başımı koyduğum yastık kadar bana ait. O yüzden sen şimdi hayatına devam et, bu imkanlar sana hep imkansızlık olarak geldi çünkü, bir var bir yok hallerinle, kendi dünyanda çok mutlu ol, aslında konu bendim dimi. Bana gelecek olursak… Neyse bana da gelinmez ki Osman.
Posted inGüncel